İlk kitabım SULTAN ÇEŞMESİ’nin yayın hayatına girmesiyle tanımıştım kendisini. “Üç adet Sultan Çeşmesi kitabını hediye ediyoruz” başlığıyla internet ortamına yansıyan haberin devamında, Türkiye’nin en büyük okuma gurubu ve bu kıymetli gurubun yolbaşçısı Oğuzhan SAYGILI ile karşılaşmıştım.
İşte, bu günkü yazımızı ayıracağımız kişi GAZİANTEP’li bir sınıf öğretmeni olan Sayın Oğuzhan SAYGILI Hocamızdır. O’nun kurup yönetmekte olduğu okuma gurubu ve yeni çıkan ikinci eseri ‘KİTAPLARLA SÖYLEŞİ 2’ hakkında birkaç kelam etmenin kendimize, çevremize ve tüm herkese faydalı olacağı kanaatini taşıyorum.
Oğuzhan SAYGILI, GAZİANTEP ilimizde sınıf öğretmenliği yapan bir eğitimcimizdir. Onu diğer eğitimcilerden farklı kılan; yazılara, tezlere, araştırmalara konu yapan şey ise, yirmili yaşlardan sonra gönül verdiği kitap okuma aşkı ve bunun sonucunda şahsi çabalarıyla kurup yönetmekte olduğu okuma guruplarıdır. Kendisi kitap okuma alışkanlığını yirmili yaşlardan sonra kazandığını söylemektedir. Bu da gösteriyor ki, hiçbir şey için geç değildir. Çocuklarımıza okul sıralarında okuma alışkanlığı kazandıramadık diye hayıflanmak, bunun getirmiş olduğu boşvermişlik psikolojisine kapılmak yerine, her yaş ve şartta bu alışkanlığın kazanılacağını bizzat Oğuzhan Hoca’nın yaşamında görmekteyiz.
Türkiye’nin her iline hediye kitap kampanyalarıyla ulaştırılan kitaplar, haftalık en az 150 adeti bulan kargo, Hoca’nın bizzat kendi çabaları ve çalışmalarıyla PTT’ye verilmektedir. Büyük bir titizlikle paketlenen kitapların yerine ulaşıp ulaşmadığı da yine Oğuzhan Hoca tarafından takip edilmektedir. Müdavimlerinden geri dönüş istemekte, kitapların okunup okunmadığını takip etmek maksadıyla kırk gün içerisinde birkaç kelimeyle de olsa geri dönüş talep etmektedir.
İşin zorluğu hepimizce malumdur. Oluşan fiziki zahmetten tutun, takip ve döngüyü sürekli tutmaya kadar bir çok evrede ne tür zorlukların yaşandığını az çok tahmin ediyoruz. Olayın ekonomik boyutunun neler olduğunu ise söylemeye gerek bile duymuyoruz. Ama bir işin içerisine samimiyet, arzu ve aşk konulunca aşılmayacak dağ, geçilmeyecek okyanus yoktur. Bu gurubun hiçbir siyasi oluşumun etkisinde kalmaması, kendi ilkelerini yine kendisi belirlemesi, kamu kapılarına el açmaması, müdavimlerini rahatsız edici isteklerde bulunmaması sayesinde durgun suya atılan bir taşın suya düştükten sonraki halkalanması gibi yavaş yavaş büyümekte ve takdirlik bir marka değerine doğru hızla ilerlemektedir.
Oğuz SAYGILI yazmış olduğu iki adet eseriyle bu gurubun bir anlamda yol haritasını da belirlemektedir. Yapmış olduğu kitap tahlilleriyle okuyucu kesiminde “Neyi okuyalım.” sorusunun karşılığını vermektedir. Son eseri KİTAPLARLA SÖYLEŞİ 2’de ele aldığı eserlere bakıldığında popüler -dayatma- kültürden arınmış, herbiri birer şaheser olma özelliğine sahip ama malum etkenlerden dolayı perde gerisinde kalmış eserlerin üzerinden bu talihsiz perdeyi sıyırmaktadır. Hoca’nın güçlü anlatım tarzı sayesinde eserler belirgin olmakta, böylelikle nitelikli okuyucuların ellerine ve gönüllerine düşmektedir.
Örneğin, KİTAPLARLA SÖYLEŞİ 2’nin ilk bölümünde ele aldığı eserlerden bazıları, “Suriye ve Filistin Mektupları, Çanakkale Savaşı’nda Bir Şehidin Günlüğü, İstiklal Harbinde Bir İhtiyat Subayı’nın Günlükleri” gibi eserlerle, yakın dönem tarihimizin puslu sayfalarına ışık tutacak eserleri okuyucuyla buluşturmaktadır. Kitaplar hakkında yazı yazmak kolay iş değildir. Neticede başkasına ait olan bir bebeği, kuracağınız sihirli cümlelerle yine başka birine sevdirmeniz gerekmektedir. Her kitap için ayrı bir parantez, ayrı bir duygu yoğunluğu, ayrı ayrı kelimeler ve ayrı bir anlatım yöntemi benimsemek zorundasınız. Bunu ülkemizde en güzel ve özgün haliyle yapan kişi tartışmasız yazımıza konu olan Oğuzhan SAYGILI’dır.
Tamamı üç bölümden müteşekkil, 220 sayfayı bulan hacmiyle KİTAPLARLA SÖYLEŞİ 2’nin üçüncü bölümünde tanıtımı yapılan Çolpan Yıldızı adlı eserin müellifi, güzel Türkçemizi bir cerrah titizliğinde kullanan ve bir nakkaş inceliğinde işleyen sevgili Necdet EKİCİ Hoca’yı, Oğuzhan Hoca sayesinde tanımış olmam başka hiçbir söze gerek bırakmamaktadır. Yine Türk hikayeciliğinin parlayan yeni yıldızı İmdat AVŞAR’da Oğuzhan SAYGILI sayesinde tanıdığım kıymetli edebiyatçılarımızdandır. Bu yönüyle de okuma gurubu hedefine ulaşmıştır diyebilirim.
Çağımız şikayet çağıdır. Herkes herşeyden şikayet etmekte ama kimse birşey yapma derdinde olmamaktadır. ‘Bin’ şikayetin ‘bir’ derde deva olmadığı gerçeğini bilen dertli insanlar da yok değildir. Zaten bu erenlerin yeryüzünde eksik olması, söz yerinde ise kıyamet alametidir. İşte, sayıları parmakla gösterilme mesabesindeki bu koca yürekli insanlar, gönüllerine yükledikleri sevdalarıyla her gün yeni gönüller keşfetmeye, yeni sevdalılara ulaşmaya ve bu kervana yeni sevdalılar katmaya gayret etmektedirler.
Oğuzhan SAYGILI dikkatle takip edilmesi gereken bir isimdir. Ortaya koyduğu çaba ve ürettiği eserler titizlikle değerlendirilmelidir. Her anlamda örnek projesi sahiplenilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır. Yapılanların devletimizin, özellikle de Milli Eğitim Bakanlığımızın dikkatini çekeceğini düşünüyorum. Hoca’nın kitaplarını arzu edenler Post Yayınları ve kitap satılan diğer tüm internet sitelerinden temin edebilirler. Kendisinin sosyal medya hesapları açıktır ve isteyen irtibata geçebilir.
Okumanın önemine inanan, insanlara gerçek yaşamlarının yanında bir de hikaye taraflarının olduğunu anımsatarak hayatlarının bu tatlı yönüne bakmalarını sağlayan gönül erlerinin herbirine ayrı ayrı selam olsun.
