DOLAR
EURO
GRAM ALTIN
ÇEYREK A.
BITCOIN
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava
Google News

Yapılan İşgalse İstanbul Neresi?

Son Güncelleme :

22 Mayıs 2020 - 20:52

/ kez okundu.
Yapılan İşgalse İstanbul Neresi?

Canımızla, kanımızla elde ettiğimiz değerleri ne kadar da hafife alıyoruz. Uğruna bedel ödenmemiş, tarih sahnesine masal niyetine sokulmuş birer efsane gibi gelip geçiyor yanı başımızdan.

Nesillerimize hissettiremiyoruz. Yüreklerinde bir kıpırdanma oluşturamıyoruz bir türlü. Bu gün, varolma sebeplerini, kendilerine altın tepsi içerisinde sunulduğunu zannediyorlar. O denli duyarsızlar, ilgisizler…

Mesela, Kurtuluş Savaşımızı genç nesiller sloganın ötesinde ne kadar hissediyorlar? Anadolu’da yaşatılan Yunan mezaliminden kaç tane hikaye var zihinlerinde? Kurtuluş Savaşı’nı ve devam ederken yaşanan zulümleri anlatan kaç kaynak okudu çocuklarımız?

Kemal Tahir’in ‘Yorgun Savaşçı’sı, Yakup Kadri’nin ‘Yaban’ı, Halide Edip’in ‘Ateşten Gömleği’, Tarık Buğra’nın ‘Küçük Ağa’sı… Hangisini okudu çocuklarımız? Evlerimizde buna benzer Kurtuluş Savaşımızı anlatan kaç tane eser var?

Daha ilkokulda iken Türkçe kitabında ‘Dağdelenoğlu’ diye bir hikaye okumuştum. Bu hikaye bu gün bile zihnimde taptaze duruyor. Çevirin bir çocuğu, sorun bakalım buna benzer hiç hikaye duymuş mu?

Tarih öğrenimimiz yanlışlarla dolu. Öze inemiyoruz, neden sonuç mukayesesi yapacak zihinsel açılımı öğretemedik bir türlü…

Gündem İstanbul’un Fethi…

‘Fetih’ denilen kavramı biz nesillerimize kılıç, kalkan, mızrak, top gibi savaş ekipmanlarıyla bir toprak parçasını almak olarak öğretmedik mi? Onların algısına fetih, atalarımız zorbalıkla gidip bir yeri zaptetmiş, oradaki halkı asimilasyona uğratmış ve bilek gücüyle hakimiyet kurmuşlar şeklinde yerleşti…

Hiç şüphesiz fetih deyince ilk akla gelen mekan İstanbul… Çağlar boyu herkesin rüyalarını süslemiş bir şehir… Müslümanlar için bir kutlu müjde. Bir kara parçasından çok öte anlamlar taşıyan mühim bir belde…

Nesillerimiz nasıl görüyor İstanbul’u? 21 yaşında 8 dil bilen Fatih onlar için ne anlama geliyor? Fatih, Roma tarihini, Heredot’un tarihini adı gibi biliyordu. Şairdi, haritacı idi. Hergün düzenli kitap okuyordu. Başarıya giden yolda bunların önemli olduğunun Fatih’in şahsında farkına varan kaç kişi var? Biz neden Fatih’in bu yönünü hiç öğretmedik de, hep atını denize sürerken ki resmini gösterdik çocuklarımıza?

Bir kültür kuşatması yaşıyoruz. Okullarda “Ortaçağ” kapandı deniyor İstanbul’un fethi için. Soralım o zaman; kapanan kimin çağı idi? Bizim ortaçağımız mıydı o dönem? Yoksa Türkler altın çağını mı yaşıyordu? Neye ve kime göre çağ açıp kapandı?

atalarımızın nal sesinden ürkenler tayin etmişler zaman dilimlerini. Başarısızlıklarını ortaya koydukları kavramlarla örtmeye çalışıyorlar. Hristiyan Batı dünyasına göre ortaçağ olabilir kapanan, ama biz altın çağımıza yeni bir merhale eklemiştik. Kızılelma yolunda çok önemli bir set aşıldı, olan bu idi…

Öyle bir hale geldi ki olay, “Oh ne güzel, adı ‘orta’ olan beceriksiz bir çağdan kurtulmuşuz.” gibi okuyoruz resmi. Biraz gönül koyarsanız meseleye, ne demek istediğim çok net anlaşılacak…

Yine fetih tarihi konusunda Batı bir adım öne geçmiş durumda. Fetih tarihini 1453 diyorlar. Niye böyle söylüyorum, gelin Yahya Kemal’imize bir kulak verelim isterseniz;

Üstad Yahya Kemal diyor ki; “İstanbul’un fethini 1453’te görenler, İsa’nın doğumundan 1453 yıl sonra “Konstantinopolis’in düştüğü”nü, 857’de görenler ise Hz. Muhammed’in (sas) Medine’ye hicretinin üzerinden 857 yıl geçtikten sonra Müslümanların Hristiyanlığın kalbini fethettiklerini anlatmak isterler.”

Takvimler, tıpkı haritalar gibidir. Sadece teknik birer alet değildirler. Doğru okunmayan bir takvimle zamanın ruhunu kaybedersiniz…  Siz ‘1453’ derseniz Hz. İsa’yı, ‘857’ derseniz Hicret’i hatırlatmış olursunuz. Biri Hristiyan’ın, diğeri İslam’ın sembolüdür. Bir tarih okumasıyla olay nereye evriliyor, gördünüz mü?

Zamanı da kendi öz kültürümüzle okuyamıyoruz maalesef… Kuşatma dediğim tam da bu. Bu kuşatma İstanbul’un kuşatılmasına da benzemiyor, daha derin, başarısız olunduğunda sonucu daha ürkütücü…

Zamanın fetih öğretisine de, verilen fetih tarihine de, ‘çağ açıp kapama’ algısına da itirazım var. Kelimeler, kavramlar yeniden tanımlanmalı, tarihimizde mihenk taşı olan hadiseler yeniden yorumlanmalı. Ama savaş mantığıyla değil, fetih mantığıyla…

Her yer işgal edilebilir ama İstanbul ancak fethedilirdi. Atalarımızdan başka İstanbul’a kim girerse girsin, orayı işgal ederdi. Biz ise tarihin bu mümtaz şehrine yakışanı yaptık.  Bu kutlu hadise bizim ecdadımıza nasip oldu.

Dünya’nın en güzel şehrini bizlere vatan eden Fatih Sultan Mehmet ve onun kahraman askerlerini sevgiyle, rahmetle anıyorum. Ruhları şad olsun…

Vesselam…

 

 

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.