14 Şubat Mars’a yolculuk günü

14 ŞUBAT MARS’A YOLCULUK GÜNÜ

Bir şey sizin için değerliyse  her zaman öyledir. Bunları sadece bir güne sıkıştırmak ise kapitalist efendilerin kurnazlığı…

Sizleri icat ettikleri günlere mahkum edip, sonra da sevginize her türlü suikastı düzenleyen onlar. Onlar dağıtıyorlar aileleri, boşanmaları onlar körüklüyorlar, babayı oğula, oğlu anneye onlar düşman ediyorlar.

Karşımıza geçip pir-u pak olanlar da yine onlar…

“Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhûle giden bir gemi kalkar bu limandan.” diyor ya Yahya Kemal, bizim yaptığımız sulara gömülmeyi göze alarak çıkılan bir yolculuk. Yol tenha, tehlike çok, yol arkadaşı ise kalmadı. Menzilimizi tesadüfler belirliyor.

Yolcunun ardında hazin ayak izleri var, hayalleri dal gibi kırık, umutları ise karlı dağlara dönmüş.

Duygular bizi nereye götürüyor, kendimize geleceğimiz yere mi, kendimizden vazgeçeceğimiz mekana mı?

Bu günkü akıl, sevgili arzu edenle, arzusuna sevgili talep eden ayrımını yapmaya muktedir mi ki? Öyle olsa 14 Şubat saçmalığı bu kadar revaçta olur muydu?

Sevgi bir tılsımlı kelime… Bu yüzyılın insanı nasıl çözsün onu?

Birinin gözlerine bakıp ruhunun yansımasını hissedebiliyor musunuz?

Gözlerimiz kış uykusunda, maneviyat adına ne varsa bulanık görüyoruz.

Sevgi, yaşamın kaynağıydı, hayatta kalmak için hava su kasar şarttı, sahi şimdilerde yaşamak için şart olanlar neler?

Eskiden hediyeyi Allah’tan beklerdi insanlar, karşılıksız severlerdi, şimdi ise beyaz efendilerden bekliyorlar. Alın size 14 Şubat…

Kalpte hissetmek yerine ‘ben gördüğüme inanırım’ diyen çağın insanı gerçek sevgiyi nereden bilsin?

Nereden bilsin, Yunus’u, Hacı Bektaş’ı…

Hey gidi Koca Veysel, seni anlayan akıl, hisseden gönül iflas edeli yıllar oldu. Ne güzel demiştin öyle;

“Seversin, alırsın, karın olur

Seversin, alamazsın, karasevdalın olur.”

Özleyen, bir mecnun gibi yanan, Leyla gibi kara sevdalı olan birine rastlarsanız bilin ki o bu dünyalı değildir.

Mars’ta yaşam arıyor insanlık, sizi her 14 Şubat’ta bu yüzden uzaya gönderiyorlar. Yoksa bana inanmıyor musunuz?

Kalbinizi tekrar yoklayın o zaman…

Vesselam…