DOLAR
EURO
GRAM ALTIN
ÇEYREK A.
BITCOIN
ÜYE PANELİ
SON DAKİKA
hava
Google News

Akşener nereye koşuyor

Son Güncelleme :

02 Mayıs 2022 - 12:37

/ kez okundu.
Akşener nereye koşuyor

Amacım siyaset yapmak değil; duruş, dava, inanç ve ilke adına ne varsa her şeyin değerini yitirdiği natameli bir ortamda kime ne anlatılır bilmiyoruz. Sokak gürültülerine harcayacak zamanınız da yok. Ama konu tarih olunca ve derdi tarihi tahrif ederek oradan bir siyasi kavga aparatı aşırma kurnazlığı olunca susmamız mümkün olmayacaktır.

Konu şudur;

Geçenlerde İYİ Parti başkanı Akşener meclis grup toplantısında bir konuşma yaptı, gezi olaylarına destek çıktığını anlatmak için yakın tarihten öyle örnekler verdi ki akıllara ziyandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Abdülhamid’e benzetti, Abdülhamid’e ‘istibdatçı’ dedi, isyancıları övdü, darbe çığırtkanlığı yaptı.

Neresinden baksanız elde kalacak bir söz kalabalığı. Hukuki takibat gerektiren talihsiz bir konuşma. İşin en vahimi de kendisini milliyetçi olarak konumlayan bir partinin kürsüsünde Abdülhamid’e ‘istibdat’ yakıştırması yapılıyor ve alkış alabiliyor. Bu resmen zihinsel bir travmadır, başka türlü izahı yoktur.

Akşener kısaca şöyle söyledi;

“Bugün meselemiz istibdat karşısında, hürriyet için dik durabilme meselesidir. Çünkü, 1908’de istibdata karşı koyan ruh neyse, Gezi de odur. 31 Mart’ta, meşrutiyeti yıkmaya kalkışan darbecilerin, karşısında duran irade neyse, Gezi de odur. Demokrasi için seferber olan, o günün Türk Gençleri neyse ağacına, parkına ve heykeline sahip çıkan, Gezi’deki Türk Gençleri de odur.”

Tarihi hakikatleri yazmadan önce kısa bir hatırlatma yapmak isteriz;

Birincisi;

Recep Tayyip Erdoğan kimsenin lütfuyla iktidar olmamıştır. Halkın büyük teveccühlerini kazanarak, girdiği her seçimi açık ara alarak iktidar olmuştur. Demokrasi olan bir ülkede ne yapalım, isyan mı edelim? Seçim yapmayalım mı? Sandıkları kaldıralım, ağababalar mı atasın bizi yönetenleri, bunu mu demek istiyorsunuz?

İkincisi;

Yakın Türk siyasi tarihinde payanda partiler oluşturulmuştur. Özellikle darbecileri ayakta tutmak için müsait kişi ve kişiler bulunup bu ortamın devamı sağlanmak istenmiştir. Bunlardan en bilineni 28 Şubat sürecinde Cindoruk önderliğinde kurulan şemsiye partisi idi. Şemsiyenin neyi gölgelediği, kimleri koruduğu kısa sürede anlaşılmış, tek gayesi 28 Şubatçıları ayakta tutmak olan bu parti misyonunu tamamladıktan sonra tarihin çöplüğünde yerini almıştı.

Aynı şekilde 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde dönemin iktidar partisi Ak Parti’den koparılan Erkan Mumcu ve avanesi kaos şakşakçılığı yapıyordu. Meclis’e Cumhurbaşkanı seçtirmemek için özel olarak görevlendirilmişti. Ülkeyi kaosa sürükleyecek bu hareket de başarılı olamadı. İlk seçimde defteri dürüldü ve adı sanı siyasi tarihten silinip atıldı.

Türk Milliyetçiliğinin kadim partisi MHP’den koparılanlar da Akşener önderliğinde aynı payanda görevini yürütüyorlar. Belli ki birilerinin iktidar olmasının aparatı olarak sahneye sürülmüşler. Tüm agresiflikleri, hırçınlıkları, tarihe kin kusmaları bu yüzden.
Fotoğraf netleştikçe Devlet Bahçeli’nin çırpınışlarını daha iyi anlıyoruz. Binlerce yıllık fikri zemini ve yarım asırlık siyasi geçmişi olan bir partiyi nasıl bir operasyondan koruduğunu şimdi daha iyi kavrıyoruz.

Akşener’e bir çift sözümüz var;

Önce 31 Mart nedir, nasıl olmuştur, kimler tezgahlamıştır, lütfen okuyunuz. Sonra da şu uyarılarımıza kulak veriniz; Sultan İkinci Abdülhamid asla ‘istibdatçı’ değildi. İstibdatçı olsaydı eğer bu gün sizin gibilerin nesli olmazdı. Ona bu yakıştırmayı yapanlar istediklerini elde edemeyen Ermeni ve Yahudi lobileri idi. Hatta ders kitaplarımıza sokarak İlber Ortaylı’nın ifadesiyle “Onu anlamak, her şeyi anlamak olacaktır.” olan bir dahiyi kızıl sultan olarak okutmuşlardı. Bu gün aynı dili kullananların onlardan bir farkı yoktur ve bizimle uzaktan yakından bir ilişkisi, arkadaşlığı, dostluğu, siyasi birlikteliği olamaz.

Gezi olayları ya da başka bir olay karşısında tavır takınmak, desteklemek ya da karşı çıkmak başka bir şeydir. Derdi ağaç olmayanları, ‘mesele ağaç değil, sen hala anlamadın mı’ diyenleri siz özgürlük fedaileri olarak görebilirsiniz. Buna da sözümüz yoktur. Ama birilerine şirin gözükeceğim diye milli kimliği ve temel değerleri bu kadar al aşağı etmeye kalkarsanız sonunuz Cindoruk ve Erken Mumcu gibi olacaktır. Hatta daha fecaatını yaşayacaksınız.

Türk Milliyetçilerinin Sultan İkinci Abdülhamid’e, Enver Paşa’ya, Mustafa Kemal Atatürk’e ve bilumum tarihi şahsiyetlerimize karşı duruşu bellidir. Milli kimlik temelli bu duruş herkese örnektir ve olması gereken noktadır. Hangi akıl 31 Mart olayını geziye benzettiyse ve bu skandal metni sizin elinize kim verdiyse derhal görevden almanız ve çıkıp Türk toplumundan özür dilemeniz gerekir. Aksi halde bizim gözümüzde yukarda bahsettiğim lobicilerin sözcüsü olmaktan öte bir değeriniz yoktur, olmayacaktır.
Vesselam…

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.